Hatırlar mısınız?

Hatırlar mısınız?

Hatırlar mısınız?
Yaşadığınız,
En yeni gerçeği...
...çok eskiyi...
...geçmiştekileri...
...dünü...
...yaşanmışların tümünü!...
Hatırlar mısınız?
Yoksa korkar mısınız?!...

Hatırlar mısınız?
Lakapları Fruko olan,
Şimdiki Çevik Kuvvet Polislerini.
Karanlık sokaklarda,
Görmeden, geçmesini beklediğiniz ekip arabalarını.
Üzerinizde düşmanınızın kullanıp da size verdiği,
o, haki parkaları...
...ve son kuruşlarınızla amerikan pazarlarından aldığınız,
O kırmızı Roozvelt botları!...
Hatırlar mısınız?
Siyasi görüşlerinizin...
...ayrılmaz ve kutsal imgelerini...
...sakal ve bıyıklarınızın şekillerini...
...kadınlığınızı nasıl gizlediğinizi...
...yüreklerinizi nasıl korkuyla kilitlediğinizi!...
Hatırlar mısınız,
yoksa hala hatırlamaktan korkmakta mısınız?...
Hatırlar mısınız?
Ekmek ve yağ kuyruklarında, Sabahın alaca soğuklarında;

Yaşanıyor sandığınız yalancı aşkları,
Mideniz açlıktan kıvranır...
...tüm hücreleriniz soğuğun etkisiyle buz tutarken;
Yaşadığınızı sandığınız rüya sevgilerini...
Hatırlar mısınız?
Nasıl da kandırıldığınızı!...
Hatırlar mısınız?
Sıcak bir yaz günü,
Daha sabahın alaca karanlığında,
Ecevit'in radyolarda yankılanan sesini...
barışı getirmek için çıktık adaya, deyişini!...
Hatırlar mısınız?
AB'nin yolunu nereden geçireceklerini şaşıranları,
Toplumu unutup,
Sadece kendi dünyalarında yaşayanları...
Hatırlar mısınız?
Çok uzaklarda olmayan, dünü!...
Dünden de yakın olan, bu günü!...
Hatırlar mısınız?
Son mısrayı okuduğunuz şu an, Bir öncekini!...

17.12.2002 Ankara 20.30